|
DÜNÜN KALINTILARI ÜZERİNDE
|
|
Yere kapanan bir taş
|
Dilenci ağustos böcekleri
|
Havayı kirleten
|
Çıkar panayırları...
|
Ve içi itibarla dolu bir tas...
|
|
Deniz kenarlarında
|
Ölü kaplumbağalar,
|
Can çekişen balıklar...
|
Açlar karşısında
|
Şerefe kadeh kaldıran
|
Sanıklar...
|
|
Dünün kalıntılarında
|
Yorgun manzaralar...
|
Üstleri aranan menekşeler,
|
Güneşe kırgın zambaklar...
|
Sevilmeyen yaz gülleri...
|
Çevreyi kuşatan atıklar...
|
|
Mavi
|
Yeşilin yanında solgun
|
Yeşil idama mahkûm...
|
Hastalıktan hayvanlar
|
Yakıla dursun...
|
Denizlerde
|
Zehir saçıyor batıklar.
|
|
Paris, le 20.05.2001
|
|
____________________
|
|
ELMA KURDU
|
|
Elmanıin içinde
|
Kurt kemirir beyazıi
|
Kavuşsmak için
|
Çekirdeğgine hayatıin...
|
|
Yeni doğgmuşs birisi gibi,
|
İIrkilirken
|
Karanlıiklardan.
|
Emer tadıinıi... tuzunu
|
Doğganıin.
|
|
Soysuzluğgun magmasıinda
|
Lavlar taşsıir
|
Bencilliğgine…
|
Uyur… uyanıir
|
Değgişsmez hiç bir şsey
|
O tadıiyla kalıir
|
Yuvasıinda zamanıin…
|
|
Ağg örer maskesiyle
|
Tükenirken
|
Açtıiğgıi çukurlarda…
|
Kara gözünde kalıir
|
Oyunlar
|
Kıivrıim kıivrıim...
|
Yeşsiline sarıilıirken
|
Elmanıin...
|
Güneşsi batar
|
O gizlenir...
|
|
Özsularıi kokuşsur
|
Midesinde
|
Kömürleşsmişs tohumlarıin...
|
Birer... ikişser düşser taşslarıi
|
Ördüğgü duvarlarıin...
|
Sonunda o,
|
Açıikta kalıir.
|
|
Magnanville, le 26.05.2000
|
|
|
____________________
|
|
YARGILANIŞSIM
|
|
Yargıiladıilar beni çiçeklerin önünde
|
Çiçekler sustu
|
Günler konuşstu ...
|
Gözlerimin içine girdi bir suçlama
|
Ben suçsuzum, dedim
|
Dinlemediler ...
|
|
Biliyorum
|
Bir düşsündüğgü vardıi çiçeklerin
|
Geceler şsahidimdir
|
Dinleyin, dedim
|
Yıildıizlarıin söyleyişslerini ...
|
Dinlemediler.
|
|
Yüreğgime sarıilan gece yarıilarıi
|
Bıiraktıim kendimi
|
Gözlerimi bağglayan
|
Karanlıiklara ...
|
Saplanmıişstıi yüreğgime yalnıizlıiğgıim
|
Anlatamadıim kimsesizliğgimi
|
Dinlemediler ...
|
|
Yargıiladıilar beni çiçeklerin önünde
|
Geceleri bağgladıilar
|
Kollarıima
|
Ve bir karanlıiğga sürdüler beni
|
Yapayalnıiz
|
|
Ben suçsuzum dedim
|
Dinlemediler.
|
|
____________________
|
|
GEÇTİIKÇE BAHARLARIN KIYISINDAN...
|
|
Biri karanlıikta çıiplak, diğgeri geceyarıisıinda yorgun... Bir
|
başskasıinıin babasıinıin babasıi benzerdi oğglunun oğgluna.
|
Kıirardıi testiyi, sonra ağglardıi.
|
Değgirmenci öğgüttükçe zamanıi, buğgday un, un da ekmek
|
olurdu. Rüzgâr kuşs sesi gibi pencere aralıiğgıindaydıi.
|
Seçilmişs renklere rağgmen her şsey simsiyahtıi...
|
farkedilmiyordu ilkbaharlar.
|
|
Kedi gözleri sürüklenip gidiyordu Paris sokaklarıindan.
|
Uzaklarda merdivenler yukarıi çıikarıiyordu ak saçlıilarıi...
|
Yakıinlarda merdivenler derinliğgine indiriyordu yıirtıilmıişs
|
yamaçlarıi. Soğgukluktan yüzleri eskimişsti insanlarıin...
|
Onlar önceden biliyorlardıi « gölgelerin utanmadıiklarıinıi... »
|
|
Yarıin yine aydıinlıiklar yüreklerinden vurulacaklardıi!
|
Çıiğglıiklar kaplayacaktıi ortalıiğgıi... Gülleri farkettirmeyecekti
|
acıilar... Pencere önlerini saracaktıi korku duvarlarıi...
|
Oldukça zor açıilacaktıi kapıilar...
|
Paylaşsıilmayan pıirıil pıirıil gökyüzü, denizleri okşsayan martıilar
|
yıirtıilmıişs resimlerle düşsecekti ayakaltlarıina.
|
Biri karanlıikta çıiplak, diğgeri geceyarıisıinda yorgun...
|
Bir başskasıinıin babasıinıin babasıi, benzerdi oğglunun oğgluna.
|
Kıirardıi testiyi, sonra ağglardıi.
|
Değgirmenci öğgüttükçe zamanıi, buğgday un, un da ekmek
|
olurdu
|
Rüzgâr kuşs sesi gibi pencere aralıiğgıindaydıi.
|
Seçilmişs renklere rağgmen her şsey simsiyahtıi...
|
farkedilmiyordu ilkbaharlar.
|
Yarıin yine aydıinlıiklar yüreklerinden vurulacaklardıi!
|
Çıiğglıiklar kaplayacaktıi ortalıiğgıi... Gülleri farkettirmeyecekti
|
acıilar...
|
|
Paris, le 31.05.2003
|
|